Obezite ve Meme Kanserinin Tehlikeli İlişkisi

Şişmanlık, yani vücudun yağ kitlesinin ve ağırlığının normalden fazla olması, günümüzün en büyük sağlık sorunlarından biridir ve artık bir hastalık olarak kabul edilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütünün obezite sınıflamasında vücut kitle indeksi (VKİ-kilogram olarak ağırlığın boyun metre olarak uzunluğunun karesine oranı) 19.5 ile 25 arası ise normal, 25 ile 30 arası ise şişman olarak değerlendirilmektedir. VKİ’nin 30 ve üstünde olan değerler aşırı şişman olarak sınıflandırılmıştır. Prof. Dr. Vahit Özmen meme kanseri ve şişmanlık ilişkisine dikkat çekiyor!
Şişmanlık günümüzün en büyük sorunu
Günümüzde artan teknoloji, değişen yaşam koşulları ve hayat tarzı nedeniyle insanlık giderek hareketsizleşmiş ve aynı zamanda beslenme alışkanlıkları da hızlı, hazır ve daha kalorili gıdalara doğru yönelmiştir. Bütün bunların sonucu olarak da şişmanlık sıklığı her geçen gün artmaktadır.
Yanlış beslenme alışkanlıklarınıza son verin
Şişmanlığa yol açan en önemli etkenlerden biri yanlış beslenme alışkanlığıdır. Çağdaş diyet çoğu zaman kitlesel tüketim kavramına uygun olarak kolay üretilip kolay tüketilen besinleri içermektedir. Gıdalar işlendikçe besin değeri azalmaktadır. Kısacası, masanıza ulaşmadan yemek ne kadar çok pişirilip sadeleştirilmiş ise besin değeri o kadar azalmıştır.
Hazır gıdaların tüketiminin artması, taze meyve-sebze tüketiminin azalması, hamburger, sandviç gibi “fast-food” tarzı beslenme alışkanlığı obezite gelişimine zemin hazırlamaktadır.
Hamurişi gıdalara dikkat!
Modern beslenme tarzının yanında, toplumların kültürel beslenme alışkanlıkları da obezite gelişimine katkıda bulunmaktadır. Bunun en güzel örneği Türkiye’de sıklıkla tüketilen ”hamur işi” gıdalardır… Bu ürünler yumuşak undan yapıldığından küçük hacimlerde bile bol miktarda kalori içermekte, kolayca sindirilip kiloya dönüşmektedir. Dolayısıyla hacim olarak yenilen hamur işi besinler az olsa da sonuç olarak alınan kalori miktarı yüksektir.
Şişmanlık ve beraberinde getirdiği hastalıklar Dünyanın önde gelen sağlık sorunu halini almıştır.
Meme kanseri-menapoz ve şişmanlık ilişkisi
Şişman olmak özellikle menopoz sonrası kadınlarda meme kanseri açısından önemli bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Vücut kitle indeksindeki 5 birimlik artış meme kanseri riskini 1.2 kat arttırmaktadır.
Şişmanlık özellikle menopoz sonrası dönemde meme kanseri riskini %30 oranında arttırmaktadır. Şişmanlığın meme kanseri riskini arttırmasının yanında meme kanserinden sonraki sağ kalımı azalttığı da gösterilmiştir. Meme kanserli hastalarda erken evrede bile hastalığın yeniden ortaya çıkma ihtimalini 2 kat arttırmaktadır.
Meme kanseri riskinin şişman hastalarda artması özellikle menopozdaki kadınlarda yağ dokusunda östrojen üretimini artırmaktadır. Östrojen düzeyindeki artış, memedeki süt taşıyıcı kanalların uyarılmasına ve meme kanseri gelişimine zemin hazırlamaktadır.
Meme kanseri riskini düşürmek için daha çok egzersiz yapın
Şişmanlığın önüne geçilmesi dışında hayat tarzı değişiklikleri ile meme kanseri riskini azaltmanın bir diğer yolu günlük yapılan egzersizlerdir. Birçok bilimsel çalışmada düzenli spor yapan kadınların meme kanserine daha az yakalandığı gösterilmiştir.
Düzenli egzersiz kavramı her gün 20 ile 60 dakika arasında süren periyodik hareketleri içeren aktiviteleri kapsamaktadır. En yararlı olduğu bilinen aktivite türleri tempolu yürüyüş, yüzme, koşma, bisiklet sürme gibi sporlardır. Ancak bu tür fiziksel aktivitelere çeşitli nedenlerle katılamayan insanlar bunu engel olarak görmemelidir. Günlük olarak 20-30 dakika sürecek ve vücudun en önemli kas gruplarını çalıştırabilecek egzersizler tasarlanabilir. Son yapılan çalışmalarda bu kadar kısa zaman süren ama düzenli yapılan egzersizlerin koruyucu etkisinin geçerli olduğu gösterilmiştir. Bunun yanında meme kanserli hastalarda düzenli egzersiz yapmanın hastalığın tekrar ortaya çıkmasını azalttığı ve yaşam süresini uzattığı gösterilmiştir.
Kaynak: Sözcü Gazetesi, Milliyet Gazetesi 

0 yorum:

Yorum Gönder